Rosetta Taşı nedir ? Rosetta Taşı ile vergi muafiyeti ve vergi İstisnaları ilişkisi nedir ? Nerede buluşuyor ? Yazımızın konusunu oluşturan bu ilişkiyi bilinen ismi ile Rosetta yada reşit taşı nın ne olduğunu ortaya koymakla başlamak gerekiyor.
Rosetta taşı olarak yada Reşit Taşı her şeyden önce önemli bir levhaya yada taş yazıta verilen isimdir. “Rosetta Taşı MÖ 305 – MÖ 30 yılları arasında Mısır’ı yöneten Hellenistik Ptolemaios Hanedanlığı’nın yazıt taşıdır.Ptolemaios hükmünün, hüküm serisinin en iyi bilinen bir örneğidir. Ptolemaios hükmünün kopyaları pek çok tapınağın avlusuna dikildi.[1]Bu taş levha ; araştırmalar da M.Ö 196 yılı ile tarihlendirilen arkeolojik buluntulardan sonra değeri ve önemini hala koruyan yazıt içeren taştır. Adını 1799 li yıllarda bulunduğu Mısır ın Reşit kasabasından almaktadır. Ağırlığı yaklaşık 760 kg olan taş, 72 cm genişliğinde. Granit ya da siyah bazalttan oluştuğu tahmin ediliyor.”[2] Taş 14 satır ile yazılmıştır, hiyeroglifler, 32 satır demotik yazı ve 54 satır Yunan harfleri ile yazılmıştır [3].Şu anda orjinalı British Müzesininde bulunuyor. Çok nadir tarihi bir parça olarak en çok ilgi görülen eski Mısır yazıtlarındandır. Taş levha üç dilde yazı içeriyor. Tarihin en önemli arkeolojik buluntularının başında gösterilmektedir. Menfis Kararnamesi olarak ta biliniyor.
Bu yazıtı bu kadar önemli kılan hususları şöyle sıralayabiliriz. Rosetta (Reşid) Taşı, dünyanın bilinen en eski çok dilli yazıtıdır. Yüzyıllar boyunca çözülemeyen bir sır olarak kalan hiyeroglifin çözülmesini Sağlayan en önemli metindir. Bu metin ile milattan önce kaybolan hiyeroglif yazı tekrar bulunarak üzerinde süren uzun ve yorucu çalışmalar sonucunda hiyeroglif bugün için okunabilir hale geliyor. Mısır hiyerogliflerini anlamanın anahtarını elinde tuttuğu için tarihsel ve arkeolojik değeri çok önemli olduğu gibi Antik Mısır’a ait yazıların çözülmesi ile birlikte Mısır bilim diye adlandırılan Antik Mısır bilimi doğmuş ve geçmiş yüzyılların açıklığa kavuşmasının kolaylaştığı ortaya konulmaktadır.
Hiyerogliflerin deşifre edilmesi, üç bin yıldan fazla tarihi, edebi ve idari kayıtlarla tüm bir medeniyetin dilini ve metin kültürünü açıyor. Diğer yazıtlar ve faktörler ilk deşifre edilmesinde önemli bir rol oynamasına rağmen, Rosetta Stone halkın hayal gücünü ele geçirdi ve diğer kültürleri ve hatta diğer dünyaları deşifre etmeye yönelik tüm girişimlerin bir simgesi haline geldi – öyle ki, 2004 yılında uzay araştırmaları ile Avrupa Uzay Ajansı Rosetta adını aldı.[4]
Rosetta Taşı ile Vegi muafiyeti ve Vergi İstisnaları nerede buluşuyor ? Rosetta taşını bugün biz vergiciler açısından anlamlı, önemli kılan husus yazıtlar üzerinden ilgili dönem vergi muafiyet ve istisnalarına yer verilmiş olmalarıdır. Hatta tarihçi ve araştırmacı göre bu taş metin rahiplere tanınan vergi muafiyyetinden başkaca bir konuya yer vermeyen yeğane tarihsel bir vesikadır.
O halde vergi muafiyeti ve vergi istisnaların bugün için ne anlama geliyor kısaca hatırlatmakta fayda vardır. Modern vergilendirme de Vergi muafiyeti, vergi kanunlarına göre vergilendirilmesi gereken kişi ya da kişi gruplarının, aynı veya başka kanunlarla vergi dışında bırakılmasıdır. Vergi istisnası ise ,vergi kanunlarına göre vergilendirilmesi gereken vergi konularının aynı veya başka kanunlarla kısmen ya da tamamen vergi dışı bırakılmasıdır. Yani vergi yasalarında ilke olarak vergilendirilmesi öngörülen bir konunun vergi dışında tutulmasına istisna denir. Buna karşılık, yine kural gereği mükellef olması gereken kişi ya da grupların vergi yükümlülüğü dışında kalmalarına muafiyet denir. Vergi istisna ve muafiyetlerinin temelinde siyasi, iktisadi, sosyal, kültürel ve teknik nedenler yatar.
Taş yazıt ve vergileme ilişkisine geçmeden önce, Eski Mısır ekonomi ve vergi ilişkilerini şöyle özetleyebiliriz.
“Eski Mısır, M. ö. 5.000 civarında başlayan ve binlerce yıl süren gelişen bir kültüre sahipti. Tahıl, sığır, yağ, bira ve toprak değerine karşı vergiler alınırdı. Yaklaşık yüz kişiden biri okuryazardı; onlar katipler olarak adlandırılıyor. Bazı katipler vergi değerlendiricileriydi. Arazilerinin büyüklüğü ile birlikte arazilere sahip olanların kayıtlarını tutarlardı. Çeşitli zamanlarda, sığırları sayarak ve mahsul verimini kontrol ederek yıllık veya iki yılda bir vergi topladılar. En yaygın vergi mükellefleri ise, değerlendiricilerin tahsilata zorladığı çiftçilerdi. Bir vergi mükellefi ödeme yapmadıysa veya ödeyemediyse, derhal adaleti dağıtan mahkemelere getirildi. Tipik Bu vergi, tüm üretimin yüzde onu oranındaydı. Vergi değerlendiricileri, hiyeroglif becerileri ve gelir toplama yetenekleri nedeniyle çok değerli insanlardı. Çoğu zaman, bir kral öldüğünde, vergi memuru , kralla birlikte öldürülmeyen ve gömülmeyen tek personeldi, bu yüzden onların hizmeti takdir edilirdi. Mısır ve Suriye’de bazı kralların mezarlarına yakın yazıtlar vardı. Mısır’da, ünlü Rosetta taşı aslında rahiplere muafiyet sağlayan bir vergi belgesinden öte bir şey değildir.” [5]
Bu önemli tarihi eserde genel olarak Mısır Kralı Ptolemy’ nin tahttaki birinci yılı şerefine rahipler konseyince yazıt tapınaklara yerleştiriliyor. Üç dilde yazılan bu yazıtlarda, özellikle İkinci bölümde; yazıtta rahipler konseyi Mısır Kralı Ptolemy’ nin kendilerine ve topluma sunulan bahşedilen faydalar sıralanıyor. Konumuz ile ilgili bölümü şöyledir.
“………………….
O hükümdarlığının sekizinci yılında, hükümdarlığına uygun biçimde, hiç de küçük miktarlarda olmayan tahıl ve parayı tapınakların geliştirilmesi için bağışladı, yine buna benzer biçimde hükümdarlığına gönderilmemiş keten kumaşın cezasını da ve bunların dağıtımını ve bunların onaylanması için ödenen çeşitli ücretleri de bağışladı ve bununla birlikte yine aynı dönem için tapınaklardan her iki ölçü tahıl için bir ölçü ve benzer biçimde her iki asma için bir kavanoz şarap olarak alınan vergiyi de bağışladı. Ve O pek çok hediyeyi Apis ve Mnevis4 ve Mısır’ın diğer kutsal hayvanları için ihsan etti. Çünkü o, bu hayvanlara kendisinden önceki diğer krallardan daha saygılı, onlara daha bağlıdır. Ve onların kabristanları için cömertçe ve görkemli şeyler verdi ve onların kabirleri için düzenli ödemelerde bulundu, kurbanlarla, festivallerle ve diğer alışılmış olan görenekleri yerine getirerek saygısını gösterdi ve o yasalara uygun biçimde Mısır’ın ve tapınaklarının onurunu korudu ve o Apis’in tapınağını bol bol altın ve gümüş harcanarak yapılmış zengin işlemelerle süsleyip, küçük miktarlarda olmayan değerli taşlarla donattı; ve
O tapınaklara ve türbelere ve sunaklara kaynaklar bularak, onlara gelir sağladı ve o onlardan ihtiyacı olanları, dine ait konularda sahip olduğu iyiliksever tanrı ruhuyla tamir ettirdi; ve
Bir tahkikattan sonra o, saltanatı boyunca, en saygıdeğer tapınakları yenilemiş, ve bunlar olurken ona ödül olarak tanrılar sağlık, zafer ve güç ve diğer bütün iyi şeyleri vermişlerdi ve o ve onun çocukları hükümdarlığı her zaman ellerinde tutacaklar.”
Yazıtlarda geçen olaylar kısaca şu şekilde özetlenebilir:
“1. Tapınaklara para ve mısır hediyeleri.
- Tapınaklara bağış hediyesi.
- Devlete ödenmesi gereken vergilerin yarısının geri ödenmesi.
- Vergilerin yarısının kaldırılması.
- Halkın Hükümete olan borçlarının affedilmesi.
- Şimdiye kadar hapisten kaçan mahkumların serbest bırakılması yıl.
- Denizciler için basın çetesinin kaldırılması.
- Rahiplik adaylarının ödeyeceği ücretlerin azaltılması.
- Tapınaklar tarafından Hükümete ödenecek aidatların azaltılması.
- Tapınaklardaki hizmetlerin restorasyonu.
- Mısır’a dönmelerine izin verilen isyancıların affedilmesi ve orada yaşayın.
- Mısır’ın düşmanlarına karşı deniz ve kara yoluyla asker gönderilmesi.
- Shekan (Likopolis) kasabasının kuşatılması ve fethi.
- Rahiplerin kendisine borçlu olduğu borçların affedilmesi.
- Byssus üzerindeki verginin indirilmesi.
- Mısır tarlalarında vergi indirimi.
- Apis ve Mnevis Bulls tapınaklarının restorasyonu ve diğer kutsal hayvanların.
- Yıkık türbelerin ve kutsal binaların yeniden inşası ve onlara bağışlarla.
Tüm bunlar için rahipliğin krala minnettarlığının bir işareti olarak V Ptolemy ‘in zarif eylemleri, buna rahiplerin Genel Konseyi tarafından karar verildi” [6]
Yazıt ,verginin, vergilenmenin toplum siyaset alanında ne kadar etkili olduğunu gösteriyor. Tıpkı diğer ilk çağ anıt ve yazıtları gibi. [7] Öyle ki anıt bir levhanın ana konusunu oluşturuyor.
Burada yazılan vergileme örnekleri vergi istisna ve vergi muafiyeti gibi modern vergi teorilerinde karşılığını buluyor.
- “ve ağustos hizmetinde olan askerlere verdi. . . . . . rütbelerine göre
- 202
[paragraf devam ediyor][ve vergilerin] bir kısmını kesti ve bir kısmını [hafifletti], böylece askerlerin ve memlekette yaşayanların müreffeh olmasına neden oldu.
- “hükümdarlığı altında [ve kraliyet evine ödenmesi gereken meblağlarla ilgili olarak] Mısır halkından ve benzer şekilde ağustos ayininde bulunan herkesten [ödenmesi gerekenler], Majesteleri onları topluca havale etti. ne kadar büyük olsalar da;
- “ve cezaevinde bulunan tutukluları affetti ve içlerinden her birinin görmesi gereken [cezadan] salıverilmesini emretti. Ve Majesteleri şöyle bir emir verdi: —Tanrılara [verilecek] şeylere, paraya ve
- “her yıl tapınaklara verilecek tahıl ve bağlardan ve nome’un mısır topraklarından tanrılara verilecek olan her şey, o zaman altında ödenmesi gereken her şey kutsal babasının Majesteleri
- “o zamanki gibi [miktarlarında] kalmasına izin verecek mi; ve emretti: —Öyle olsun, hazine (?), kutsal babası Majesteleri’nin saltanatının ilk yılına kadarki zamandan daha çok rahiplerin katkılarıyla dolu olmayacak; ve Majesteleri havale etti [8]
Bir diğer önemli kılan husus ta siyasal birliğin temini yolunda vergilendirilen kaynakların vergi konusu dışında bırakıldığını görüyoruz.
- Byssus üzerindeki verginin indirilmesi.
- Mısır tarlalarında vergi indirimi. [9]
……. “yine buna benzer biçimde hükümdarlığına gönderilmemiş keten kumaşın cezasını da ve bunların dağıtımını ve bunların onaylanması için ödenen çeşitli ücretleri de bağışladı ve bununla birlikte yine aynı dönem için tapınaklardan her iki ölçü tahıl için bir ölçü ve benzer biçimde her iki asma için bir kavanoz şarap olarak alınan vergiyi de bağışladı. tapınaklar tarafından hükümdarlığa keten kumaş olarak ödenen verginin ikinci ve üçüncü kalitede olanlarını bağışlamıştır.”[10]
Çoğu tarihi yorumcular M:Ö 196 lı yılların helen kökenli firavunların dönemi olduğu bahsiyle. özellikle bu yazıtlara denk gelen yıllarda yani Ptolemy hanedanlığı döneminde krallığın iç kargaşalar ve çekişmelerle dolu yıllar olduğunda hemfikirdirler. İşin ilginç yanı bu karışıklıkların sebeplerininde ekonomi ve verginin ön plana çıkması. Her zaman olduğu gibi tarih yine vergi isyanlarına tanık olacaktır. “…. ptolemaisoslar da sonuçlarına aldırış etmeden hakimiyetleri altındaki toprakları en küçük kar damlası için suyu çıkana kadar sıkmakla meşguldüler. Aşağı mısır a toprak vergisi getirken Yukarı Mısır a hasat vergisi getirdiler Devlet memurluğunu sürdürmeye yüksek harçlar getirmişlerdi. Her köy yazmanı atama için komisyon ödemek ve hizmetin bir koşulu olarak hükümdarlık toprağını bir yıllığına yüksek fiyatla kiralamak zorundaydı. Devlet, buğday üretimine her zamankinden daha çok toprak ayırarak, devlet gelirlernitoplamak için aracılar kullanarak ve mümkün olan her araçta vergiyi en yüksek noktasına çıkararak yeni iktisadi sistemi adım adım bütün Mısır a dayattı. Bu siyasal istikrarsızlığı ve başkaldırıyı besledi. Kendi ülkelerinde uşak konumuna olan yerli Mısırlılar sonsuza kadar sessiz kalmayacaklar ve sabretmeyeceklerdi.”[11]
Devamında askeri karışıklıklar ve isyanlar birbirini izler iç karışıklıklıklar ve huzursuzluklar V. Ptolemy kadar devam eder. V.Ptolemy , M.Ö.197 de isyancılara karşı kesin bir zafer kazanır. Zaferi taçlandırılır. Rosette taşına kazınan yazıların da bu birliğin sağlanması ve ilanı yönünden oldukça önemli olduğunu vurgulanmaktadır. Menfis kararnamesi olarakta bilinir. Ama çatışma ve isyanlar bir türlü bitmeyecek, imparatorluk kendi içinde iç çekişmeler ile siyasi yönetim olarak zayıflayacak çöküşe devam edecektir.
Lüks ve şatafat imparatorlukların hakimiyetinin perçinlemesi için zor kullanımı ve kaynak israfı ile aşırı vergilendirmeler imparatorlukların sonunu hazırlayan en önemli nedenler arasında yer alacaktır. Ta ki hikaye burada bitmeyecek günümüze kadar bu tür toplumsal ilişler her uygarlığın başına gelecektir. Hatta 13.yy İbn-i Haldun bu ilişkileri olduğu gibi yazacaktır. Devletin görevi ekonomik hayatın bir düzen içinde gelişmesini sağlamaktır. Devletin ekonomiye adil olmayan müdahaleleri, haksız vergilendirmede bulunması veya mülkiyete el koyması ekonomiyi olumsuz etkiler ve devlet varlığını devam ettirmesi için gereken vergilerden mahrum kalır. Devletin gelirleri azalınca da asıl yapması gereken adalet, savunma, diplomasi gibi faaliyetlerini yapamaz hale gelir ve çöker. Mukaddime de şöyle yazacaktır. “Beşinci evre ölçüsüzlük ve israftır. Bu aşamada hanedan kendisinden öncekilerin birikimlerini sorumsuzca şatafat ve gösterişe harcar. Bunun yanı sıra en yakındaki aile efradına da oldukça cömert davranır. Bu yüzden etrafına toplumun en karaktersiz en kötü insanlarını çeker. Bunlara (liyakat sahibi olmadıkları için) altından kalkamayacak görevler yükler, sorumluluklar verir. Tabii (liyakat sahibi olmayan)bu insanlar bu görevlerin altından kalkamazlar; neyin öncelikli neyin sonra yapılması gerektiğini bilmeden karar veririler. Dolayısıyla eski devlet görevlilerinin itirazlarına ve hatta eski dönemin (rejimin)insanların tepkisine neden olur. Hatta insanlar ondan (hanedan) nefret etme derecesine gelir. Bunun sonucunda insanlar ondan uzaklaşır ve onu bir başına bırakırlar. Ardından askerlerinin (taraftarlarının) maaşlarını ve ödenekleri bile ödeyemez hale gelir çünkü onlara dağıtılması gereken paraları kendi işlerine harcar. Kapılarını halka kapatır. İnsanlardan uzaklaştıkça söz dinlemez olur. Etrafına etten duvar örer. En sonunda kendisinden önceki dönemlerde inşaa edilmiş bütün eserleri tahrip eder, onları yıkar ve ardından toplumsal enkaz bırakır. Bu artık kronik hastalık belirtisidir ve bundan kurtuluş yoktur. İyileşme umudu tükendiği için kendi içine çökerek yıkılır.:[12]
Sanki yüzyıllar sonrasında ibni Haldun son mısır Hanedanlığı nın başına gelenleri aynen özetlemiş gibi. Tarih her zaman diliminde tekerrür edecek, diğer uygarlıklarda aynı süreci yaşayacaktır.
Modern çağlarımızda vergi adaleti dediğimizde vergi eşitliği ni anladığımız gibi, Görülüyor ki 2200 yıldır değişen bir şey yoktur. Rosetta taşında da diğer ilk çağ örnekleri gibi, vergilendirme yetkisinin devrine ilişkin herhangi anlatılara rastlanmamaktadır. İnsanlık vergilendirme yetkisinin sınırlandırılması için daha yüzyıllardır toplumsal mücadelerini sürdüreceklerdir. Ta ki 1215 Mağna Carta anlaşma ve belgesine kadar.
Görüldüğü gibi siyasal birliğin temini vergi adaleti yada eşitliği kavramları ile eş değerde yer verilmesidir. Günümüz ekonomilerinde hala vergi eşitliği ve vergi adaletinin çok şey ifade ettiği gibi. Yalnız burada dikkate alınması istediğimiz diğer hususta, adalet anlaşının kralın, imparatorun adil adlandırılmasına konu olan şeyin vergilemede eşitlik dediğimiz kavramı göstermesidir.
Bilim tarih, antropoloji, sosyoloji kadar değişik bıranşlarında uygarlıkların birey toplum ilişkilerini bilimsel açıklamaları ortaya koyuyor. Bu ilişkilerde her zaman yöneten, yönetilen arasındaki mücadeleye tanık oluyoruz. Bu bağlamda ilişkililerin en önde gelenide şüphesiz ki tarihin her aşamasında başat rol oynayan vergi ve vergilendirme ilişkileri. Buradan çıkartabileceğimiz diğer bir sonuçta bu tür tarihsel kayıt ve incelemelerinde vergi, vergileme ilişkilerini doğru okuyabilirsek günümüze ilişkin bir çok doğru sonuç önermeleri ortaya koyabiliriz.
[1] https://blog.britishmuseum.org/everything-you-ever-wanted-to-know-about-the-rosetta-stone/
[2] https://tr.wikipedia.org/wiki/Rosetta_Ta
[3] Bunson_Encyclopedia_of_ancient_Egypt.pdf sh.347
[4] http://serious-science.org/the-rosetta-stone-7792
[5] https://www.iaao.org/uploads/a_brief_history_of_property_tax.pdf
[6] https://archive.org/stream/rosettastone00budguoft/rosettastone00budguoft_djvu.txt
[7] Tarite İlk Vergi Affı; URUKAGİNA, Makaleler, selcukyucel.com
[8] https://www.sacred-texts.com/egy/trs/trs07.htm
[9] https://www.sacred-texts.com/egy/trs/trs07.htm
[10] https://www.analizportal.com/rosetta-tasi-nedir-rosetta-tasinda-yazilanlar-nelerdir/
[11] Wilkinson TOBY,Eski Mısır, Çev:Ümit hüsrev YOLSAL İstanbul , Say Yayınları, 2. Baskı 2019 Sh. 580-581
[12] Dünyayı Değiştiren Düşünürler. Cilt V, Sadık USTA, Mukaddime den, İstanbul 2018, 2.bsk, sh.453-454,