Şu ana kadar İstanbul da kaçak içki içen 24 vatandaşımız hayatını kaybetti, halen bir o kadar vatandaşımızın da tedavileri sürmektedir. Yetkililer can kaybının artabileceği endişesindeler.
Ölümler kaçak olarak üretilen içki tüketiminden kaynaklanmıştır. Bugün kaçak olarak devasa boyutlara varılan içki üretimlerinin piyasada tüketime sunulduğu tespit edilmiştir. Bu tür sağlıksız koşullarda ve yanlış hammaddelerle üretilen içkileri piasada yarı fiyatların altında satıldığı ve tükeldiği görülmektedir. Hali hazır da piyasada yerli üretilen rakıların fiyatları üzerinde yüzde 65 oranında ÖTV ve KDV den mütevellit vergi yükü bulunuyor. Bu kapsamda satılan 70’lik rakının fiyatı 65 lira. Vergi yükü, şimdiki haliyle 40 lira. Bu tutarın 33.92 lirası ÖTV olurken, 6.1 lirası da KDV den oluşmaktadır (2015 yılı Ocak itibariyle). Verginin perakende fiyata oranı yüzde 61,5 dir. Bu oran tüm zamanların ve OECD ülke ortamalarının çok üzerinde bir vergi yüküdür. Ülkemizde benzin mazot gibi ürünlerde dünya ortalamalarının üzerinde tüketim vergileri bulunmaktadır.
Şüphesiz ki gelir idaresi yüksek vergi oranları ile yıllık bütçeye daha fazla gelir elde etmeyi amaçlamaktadır. Nitekim yetkili açıklamalarda bu türlü her vergi artışında ilk olarak bütçeye ne kadar katkı sunulacağı ifade edilmektedir.
Kamu Maliyesi ve Vergi teorisinde ,tüketilmeleri bireyler açısından sakıncalı ve tüketimleri engellenmek istenen mal ve hizmetler üzerine ,özellikle sigara alkollü içecekler gibi toplumdaki kötü alışkanlıkların tüketimleri üzerine, yüksek tüketim vergileri konulması, böylelikle tüketimin önüne geçilmesi ya da sınırlandırılması aynı zaman da yüksek gelir edinilmesi amaçlanır. Geçmiş yıllarda bir çok ülkede bu amaçla vergi politikaları uygulanmıştır.
Bu teorinin ampirik araştırmalarla da desteklenen sonuçlarına gore; tüketimi sakıncalı malların üzerine yüksek miktarlarda tüketim vergileri konulması , toplumda ki kötü alışkanlıkları önlemediği gibi ve gelir elde edilme amaçlarını da gerçekleştirmemiştir.Özellikle düşük gelirli gruplarda ,alternatif ikame düşük fiyatlı malların tüketimlerinin arttığı görülmüştür., Yüksek vergi koymakla beklenen amaçlara ulaşılmadığı gibi, hatta ve hatta özellikle toplum sağlığının daha da bozulduğu sonuçlarına ulaşılmıştır.
Sonuçlar göstermektedir ki vergi yükleri ile artan mal fiyatları nedeniyle tüketiciler alkol ve bağımlılık yapıcı maddeleri daha ucuz mallar ile ikame etmektedirler. Bunun yanında yüksek vergiler, kayıt dışı üretim yollarını da besleyerek, gayrisıhhı malların üretimi ve tüketimini de artırmaktadır. Bu tür vergiler, polisiye olayların artması, denetimlerin sıkılaştırılması, sağlık ve tedavi hizmetleri gibi toplumsal maliyetleri de artırmaktadır.
Işte Istanbul da da olan biten budur. Vergi yükü ile aşırı fiyatlanan rakı tüketimi hemen kendi çözümünü yaratarak merdiven altı üretimi ve tüketimini artırmış, ucuz ve hatalı üretimler sonucu tüketimler onlarca cana malolmuştur. Örnekleri artırmak mümkün. Nakliye sektöründe artan vergi yükü ile pahalılaşan mazot fiyatlarının fiyat rekabeti gibi nedenlerle , 10 numaralı yağ gibi nasıl alternatif yakıt üretimini artırdığına da şahit olduk.Bu türlü üretimlerin ve tüketimlerin karayollarında nice canlara malolduğunu, nasıl devasa kayıt dışı ekonomi ve suç dünyası yarattığı örnekleri saymakla bitiremeyiz. Ayrıca bunların yanında oluşan suç ve suçun hukuksal ve polisiye maliyetlerini ve toplumsal manevi çöküşlerin maliyetlerini hesaplayamamaktayız.
Sonuç olarak; yüksek vergiler tüketimi caydırmaz, düşük maliyetli ve fiyatlı ikame malların tüketimini artır. Yüksek Vergiler bağımlılık yaratan malların tüketimini azaltmaz, bu tür malların tüketimlerini caydırmaz. Fiyatı artan rakının yerini , kaçak rakı alır. Kayıt dışı ekonomi yaratır. Devlet yeterince vergi toplayamaz. Suç ve suç gelirleri artar.
Yüksek vergiler süründürür dahası öldürür.
Selçuk YÜCEL
Yeminli Mali Müşavir,
Hesap Uzmanı,Vergi Uzmanı, Bağımsız Denetçi