“Biz Vergiyi Size Sevdiremeyiz Ama Onu Size Kolaylaştırabiliriz”
Hollanda Gelir İdaresi
GİRİŞ
Vergi ödemek, temel bir vatandaşlık görevidir. Vergi uyumu, vergi kadar eski bir konu olup, vergi yükünün geniş bir kitleye yayılması nedeniyle her zaman güncel kalmaktadır. Tarih boyunca bireyler, vergi ödeme nedenlerini ve ödedikleri verginin meşruiyetini sıklıkla sorgulamışlardır. Vergi uyumu, politik, ekonomik, yasal, psikolojik ve sosyolojik boyutlara sahiptir. Ekonomik faktörlerle ilgili bazı yönler zaten bilinmektedir. Son dönemlerde, vergi uyumu literatürü, insanların neden vergi kaçırdığı yerine neden vergi ödediği sorusuna odaklanmıştır ve vergisel yükümlülükleri yerine getirmede bireyleri motive eden faktörler araştırılmaktadır (Gökbunar ve Gökbunar, 2007).
Vergi uyumsuzluğunu açıklamak ve vergi uyumsuzluk düzeyini azaltmak büyük önem taşımaktadır. Devletin, vatandaşları vergi yükümlülüklerini yerine getirmeye ve vergi kurallarına uygun davranmaya motive etmek gibi bir görevi vardır. Vatandaşlar, vergiye uymamanın maliyetinin yüksek olacağını düşünebilir veya toplumun bir üyesi olarak vergiye uymayı bir yükümlülük olarak hissedebilirler (Kitapcı, 2015).
Bugün, devlet tarafından sunulan kamusal mal ve hizmetlerin finansmanında vatandaşların zorunlu katkıları olan vergiler, toplumsal bir hizmet karşılığı olsa da, bireylerin kullanılabilir gelir, servet ve harcamalarında düşüşlere neden olmaktadır. Bu nedenle, vergiler genellikle bir yük olarak algılandığından, mükellefler vergiden kaçınmak için çeşitli yasal ve yasal olmayan yöntemlere başvurabilmektedir (Karaaslan ve Sandalcı, 2015). Vergi kanunlarındaki açıklardan yararlanarak vergiden kaçınma, vergi uyumsuzluğu olarak kabul edilmese de tartışmalı bir durumdur (Benk ve Budak, 2015).
Bu çalışmanın amacı, vergi yükümlülüklerine uyumun sağlanmasında etkili olan faktörleri anlamak ve bu faktörleri analiz ederek vergi uyumu teşvik edici politikaların geliştirilmesine katkıda bulunmaktır. Çalışma, vergi ödeme davranışlarının ardındaki motivasyonları keşfetmeyi hedeflemekte ve bu davranışların sosyoekonomik, psikolojik ve yasal etmenlerle nasıl şekillendiğini ortaya koymaktadır.
- KAVRAM OLARAK VERGİDE UYUM
Vergisel yükümlülüklerini eksiksiz yerine getiren vergi mükellefleri, vergiye uyum sağlamış olarak kabul edilmektedir. Günümüzde, bireylerin vergiye uyum göstermeleri, iyi vatandaşlık olarak değerlendirilmektedir. Vergi uyumu, doğru bir radyo frekansı ayarlamak gibi düşünülebilir. Rastgele bir ayarlama ile radyonun doğru çalışmasına rağmen, dinlenilen kanal veya dil hakkında bilgi sahibi olunmaz. Ancak, radyo doğru kanala ayarlandığında, dinlenilen yayın beklendiği gibi olur ve aynı kanalı ayarlayan diğer dinleyiciler de aynı yayını dinlerler (Doğan, 2021).
Vergi mükellefleri genelde; (i) vergi kaçırmayanlar, (ii) vergi kaçırmayı deneyip bu eylemi sürdürecek olanlar, (iii) vergi kaçırmayı alışkanlık haline getirenler olmak üzere üç kategoriye ayrılmaktadır. Bir kişinin vergi uyumu konusundaki isteklilik durumu zaman içinde değişebilmektedir.
Vergi uyumu literatürü, benzer mali sistemlere sahip birçok ülkede farklı vergi uyumu deneyimlerinin olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda ana çıkarımlar şunlardır (Torgler, 2002):
(i) bireyler, etik olmayan vergi kaçırma eğilimine uygun davranışlar sergileyebilir,
(ii) vergi mükelleflerine etik değerler aktarıldığında vergiye uyum artırılabilir,
(iii) vergi kaçıran kişilerle arkadaşlık eden bireyler, kendileri de vergi kaçırmaya meyilli olabilir,
(iv) sosyal bağların ve aidiyet duygusunun güçlü olduğu toplumlarda vergi uyumu daha yüksek olabilmektedir. Vergiye uyumu artırmak amacıyla uygulanan denetimler ve cezalar gibi zorlayıcı politikalarda hükümetler için sınırlar bulunmakta, daha çok gönüllü uyum politikaları etkili olmaktadır.
Vergi uyumu konusunun genel çerçevesi sürekli olarak “karşıt vergileme iklimi” ile “sinerjik vergileme iklimi” arasında değişmektedir. Karşıt iklimde, vergi mükellefi ile vergi otoriteleri birbirlerine karşı duruş sergilerken, sinerjik iklimde işbirliği içinde çalışırlar. Bu vergileme iklimleri (Kirchler vd., 2008): (i) Zıt vergileme iklimi, vergi otoritelerinin mükellefleri potansiyel “hırsız” olarak gördüğü, mükelleflerin de otoriteleri “polis” gibi algıladığı ve gizlenmenin gerektiğini düşündüğü bir ortam olarak tanımlanabilir. Bu durum, vergiye gönüllü uyumu azaltır ve mükellefler, vergi kaçırmanın getireceği faydalar ile maliyetleri rasyonel bir şekilde değerlendirmeye yöneltir. (ii) Sinerjik vergileme iklimi ise, vergi otoritesinin kamu hizmeti sunduğu ve mükelleflerin de bu hizmetleri alan toplumun bir parçası olduğu anlayışı ile tanımlanır. Bu iklimde, vergi idareleri, mükelleflerin davranışlarını desteklemeyi ve şeffaf uygulamaları hedeflemektedir, böylece vergiye gönüllü uyum artmaktadır.
James Alm ve Michael McKee’nin yaptıkları deneysel araştırmalar, vergi uyumu üzerine çeşitli bulgular sunmaktadır (Alm ve McKee, 1998; akt. Yurdadoğ, Gökbunar ve Tunçay, 2016):
- Vergi denetimlerinin sıklığı arttığında, yakalanma olasılığı düşük ve doğrusal olmayan bir etkiye rağmen, vergi uyumu daha yüksek olabilmektedir.
- Vergi denetimlerinin düzenli olarak yapılması, rastgele yapılan denetimlere kıyasla vergi uyumunu daha fazla artırmaktadır.
- Vergi cezalarındaki artış, vergi uyumunu marjinal seviyede yükseltmektedir.
- Marjinal vergi oranlarındaki artış, vergi uyumunu azaltmaktadır.
- Vergiye uyum kararları, iş gücü arzını teşvik etmektedir.
- Reel gelirdeki artışlar, vergi uyumunu güçlendirmektedir.
- Mükellefler, ödedikleri vergiler karşılığında kaliteli kamu hizmetleri aldıklarını düşündüklerinde daha fazla vergi ödemeye meyilli olmaktadırlar.
- Vergi uyumu, ödüllerle teşvik edilebilmektedir.
- Vergi uyumu, bireylerin adaletsizlik kaynağını (örneğin vergi veya harcama odaklı) dikkate almadan kendilerine haksızlık yapıldığını hissettikleri durumlarda azalmaktadır.
- Bireyler, kendileri tarafından seçilen ve desteklenen kamu programları ile karşılaştıklarında daha fazla vergiye uyum göstermektedirler.
- Belirli bir dönemde uygulanan vergi affı sonrasında vergi suçlarına gerekli yaptırımlar uygulanmazsa, bir sonraki vergi affında vergi uyum düzeyi daha düşük olabilmektedir.
- Bireylerin vergi uyum düzeylerini etkileyen en önemli unsur olan sosyal kurallar, bireysel davranışlar ve hükümet politikaları tarafından şekillendirilmektedir.
Vergi uyumuna farklı yaklaşımlar söz konusudur:
1.1. Vergi Uyumu için Klasik Model
Bu model, vergi uyumu üzerine en eski yaklaşımlardan biridir ve Becker’in suç ekonomisi üzerine yaptığı çalışmalardan etkilenerek oluşturulmuştur. Bu modele göre, vergi kaçırma eylemi denetimlerle doğrudan ilişkilidir. Vergi oranları, ceza oranları ve mükellefin geliri, kişinin risk algısını etkilemektedir. Model, bireylerin vergi ödevlerini, keşfedilme ve cezalandırma korkusu sebebiyle yerine getirdiklerini öne sürmektedir. Model, vergi cezaları ve denetimler arttıkça vergi kaçırma olaylarının azaldığını belirtmektedir. Becker’in rasyonel tercihler teorisi, bireylerin gelir ve cezaları arasında yaptıkları fayda-maliyet analizine dayanmaktadır. Yasal işlerden elde edilen düşük gelirlerin, bireyleri yasadışı faaliyetlere ittiği; yüksek cezaların ise onları yasal işlere yönlendirdiği bu analizin sonucudur (Güvel ve Ata, 2009). Bu model, vergi mükelleflerinin ödeyecekleri vergi ile kaçırma durumunda karşılaşacakları cezaları değerlendirerek, vergi ödeme kararlarına ulaştıklarını ifade eder (Kitapcı, 2015).
1.2. Vergi Uyumuna Sosyal-Psikolojik Yaklaşım
Bu yaklaşım, vergi beyannamelerindeki hilelerin önlenmesine yardımcı olabilecek, genellikle göz ardı edilen ahlaki ve etik faktörleri kapsar. Bu multidisipliner yaklaşım, ekonomik, psikolojik ve sosyolojik faktörleri bütünleşik bir şekilde ele alarak vergi mükelleflerinin uyum seviyelerini yükseltmeye yardımcı olur. Literatürde bu yaklaşıma dair çok sayıda çalışma mevcuttur. Macaulay’ın yaptığı araştırmaya göre, bireyler, dürüst davrandıklarında gelecekte ödüllendirilecekleri veya dürüst olmadıklarında cezalandırılacaklarına inanmaktadırlar. Kahneman’ın çalışması ise, bireylerin riskli durumlarda her zaman rasyonel kararlar vermediklerini ortaya koymuştur (Yurdadoğ, Gökbunar ve Tunçay, 2016)).
1.3. Vergi Uyumu için Mali Bağlantı ve Optimal Vergi Yaklaşımı
Mali bağlantı kavramı, toplanan vergilerin büyük ölçüde kamusal harcamaları finanse ettiği düşüncesini ifade eder. Bu bağlantının farkındalığı, mali bilinç olarak adlandırılan bir kavramla desteklenir ve mali bilinç arttıkça vergiye gönüllü uyum da olumlu yönde etkilenir. Optimal vergi uyumu yaklaşımı, caydırıcı faktörlerin yanı sıra sosyal ve psikolojik faktörleri de dikkate alarak vergi uyumunu teşvik etmeyi hedefler. Adaletin sağlanması, bu yaklaşımda vergilendirmenin mantığını ve önemini ortaya koyar. Musgrave’a göre, hükümetin vergileri nasıl ve neden topladığı, tahsis, dağıtım ve istikrar olmak üzere üç ana unsur tarafından belirlenir. Özellikle tahsis ve dağıtım, kaynakların etkin kullanımını ve eşitliği ilgilendiren unsurlar olup, vergi uyumu için büyük önem taşır (Demir, 2013)
- VERGİ UYUMUNU BELİRLEYEN FAKTÖRLER
2.1. Vergi Uyumu ve Vergi Bilinci
Normatif kamu maliyesi çerçevesinde, devletin sosyal refahı veya kamu yararını en üst düzeye çıkarma çabası varsayılırken, vergi mükelleflerinin kamu sektörüne bakışı ve siyasi otoriteden beklentileri genellikle göz ardı edilmektedir (Pınar, 2000). Çoğu vatandaş, vergi sisteminin meşruluğunu anladığında ve kamu politikalarının amaçlarına güvendiğinde, vergi kaçırma ya da vergiden kaçınma ihtimalini düşünmeksizin vergi yükümlülüklerini yerine getirir. Devletin vergi kanunlarını şeffaf, uygulanabilir ve mükellef merkezli bir şekilde düzenlemesi, vergi bilincinin artmasına katkı sağlar (Çetin Gerger, 2011).
2.2. Vergi Uyumu ve Para Cezaları
Vergi uyumu, birçok değişken tarafından etkilenen karmaşık bir karar olup, vergi kaçakçılığı tehdidinin belirlenmesi ve cezalandırılması açık bir etkiye sahiptir. Para cezaları ve vergi uyumu arasındaki ilişki tutarsız sonuçlar vermektedir; bazı çalışmalarda para cezalarının yüksekliği, denetim olasılıklarından daha belirgin bir uyum sağlarken, diğer çalışmalarda para cezaları ile vergi uyumu arasında bir ilişki kurulamamış, denetim ihtimalleri ile vergi uyumu arasında bir bağlantı bulunmuştur (Kirchler vd., 2008). Mükellefler, denetlenme ve ceza alma ihtimali yüksekse ve ödeyecekleri ceza, vergi beyan etmeleri halinde ödeyecekleri vergiden düşükse, vergi kaçırma eğiliminde olabilirler (Batırel, 1996).
2.3. Vergi Bilgisi ve Vergi Uyumu
Vergi bilgisi, mükelleflerin vergi uyumuna doğrudan etki etmektedir. Öznel vergi bilgisi ve kullanımı güvenle ilişkilendirilirken, eksik ya da yanlış anlamalar güvensizlikle bağlantılıdır. Yüksek vergi bilgisi seviyesine sahip olan bireylerin, vergi uyumunu artırdığı, düşük bilgi seviyelerinin ise uyumsuzluklara yol açtığı gözlemlenmektedir. Eğitim ve vergi mükellefi hizmetlerinin artırılması, otoriteye olan güveni pekiştirir ve bu durum gönüllü vergi uyumunu destekler. Kısacası, vergi uygulamaları hakkında bilgi sahibi olmak, otoritenin gücünü artırır (Kirchler vd., 2008). Vergi otoriteleri, bireylerden ya da kurumlardan vergi borçlarının tam olarak ödenip ödenmediğini doğrudan sormakta zorlanır; işletmeler de bu tür suç unsurlarını kendiliğinden rapor etmez. Vergi afları, mali zorluklarını bildirmeleri için işletmelere bir motivasyon sağlar ve bu bilgiler değerlendirilir (Mikesell ve Birskyte, 2007).
2.4. Vergi Uyumu ve Vergi Oranı
Ekonomik modeller, marjinal vergi oranının vergi uyumu üzerindeki etkisini ve artan vergi oranlarının uyumu artırma beklentisini belirsiz kılmakla birlikte, çoğu ampirik araştırma, yüksek vergi oranlarının vergi uyumunu azalttığını öne sürmektedir. Vergi oranının etkisi, devlete olan güvenle ilişkilidir; güven düşükken yüksek vergi oranları, mükellefler tarafından adaletsiz bir uygulama olarak algılanabilirken, güven yüksekken aynı vergi oranı topluma bir katkı olarak değerlendirilebilir. Vergi uyumu, hedeflenen vergi gelirlerinin elde edilmesi için önemli bir faktördür ve yüksek vergi uyumu, vergi gelirlerinin artmasına yardımcı olur (Kirchler vd, 2008).
2.5. Vergi Uyumu ve Denetim
Vergi uyumu üzerine yapılan araştırmalarda denetim olasılıklarının etkisi genellikle zayıf bulunmuştur. Örneğin, düşük ve orta gelirli vergi mükelleflerinin gelirlerini detaylıca incelemek, vergi uyumlarını olumsuz etkileyebilir. Genelde vergi denetimleri ve ceza oranları, verginin dürüstçe ödenmesini sağlamakla birlikte, vergi uyumunun ana nedenleri, ya zorlama ya da gönüllü davranışlardır (Kirchler ve Wahl, 2010). Deneysel çalışmalar, vergi denetimlerinin sonuçlarının hızla belirginleştiğini ve sıkı denetimlerin artan vergi uyumuyla sonuçlandığını göstermektedir; gelir arttıkça ve vergi oranları azaldıkça vergi uyumu da artar (Torgler, 2002).
2.6. Vergi Kararlarına Katılım ve Uyum
Doğrudan demokrasi uygulamaları, vergi uyumunu olumlu yönde etkiler. Bu durumda vatandaşlar, bütçeleme süreçlerine daha fazla dahil olmakta ve vergi sistemleri hakkında daha fazla bilgi edinmek istemektedirler. Bilgili vatandaşlar, kamu harcamalarının meşru görüldüğü dönemlerde vergi artışlarını gönüllü olarak kabul ederler. Ayrıca, politik karar verme sürecine katılım, özellikle harcama konuları ve mali sorunlar bağlamında, vergi ödemelerini artırır. Örneğin, İsviçre’deki yüksek demokratik hakların varlığı, vergi gelirlerinin artışıyla ilişkilendirilmiştir (Doğan, 2021).
2.7. Vergi Uyumu ve Kamu Harcamalarının Kullanımı
Kamu harcamalarının etkin ve verimli kullanıldığına dair algı, mükelleflerin vergi uyumunu artırmaktadır. Vergilerin kamu hizmetleri yerine borç finansmanı amacıyla kullanılması, mükelleflerin kamu harcamalarından elde ettikleri faydanın düşük olduğunu düşünmelerine neden olmakta ve bu da vergiye gönüllü uyumu olumsuz etkilemektedir (Çelikkaya ve Gürbüz, 2006). Bu durum, vergi mükelleflerinin vergilendirme süreçlerine olan inancını sarsmakta ve uyumu azaltmaktadır.
2.8. Vergi Uyumu ve Normlar
Vergi uyumu, bireysel, sosyal ve ulusal normlar tarafından şekillendirilen önemli bir faktördür. Bireysel normlar ve değerler, Makyavelizm, egoizm gibi unsurlarla ilgilidir ve vergi etiğiyle ilişkilidir. Bireysel değerler ve vergi etiği, ahlaki durumların geliştirilmesiyle gönüllü uyumu artırabilir. Sosyal normlar, vergiye uymama davranışının grup içinde kabul edilebilir olduğu algısına bağlıdır, bu da uyumu karmaşıklaştırır. Ulusal düzeyde, yönetime olan güven arttığında ve ulusal normlar benimsendiğinde, gönüllü vergi uyumu artış gösterir (Doğan, 2021).
2.9. Vergi Uyumu ve Vergi Ahlakı
Vergi ahlakı, mükelleflerin içsel ve dışsal faktörlerin etkisi altında kendi iç dünyalarında oluşturduğu, yakalanma riski ve yasal cezalardan bağımsız, vergi ile ilgili tutum ve davranışlarını yönlendiren inanç ve değerler sistemidir. Çoğu kişi vergisini ödemekte olup, vergi uyumu gözlemlenebilen bir davranıştır. Uyum veya uyumsuzluk, sadece fırsat, vergi oranları ve yakalanma ihtimali değil, aynı zamanda bireyin uyma ya da kaçırma eğilimine bağlıdır. Vergi ahlakı güçlü olduğunda, genellikle vergi uyumu da yüksek olmaktadır (Çoban ve Deyneli, 2013).
2.10. Vergi Uyumu ve Adalet Algısı
Adalet algısıyla ilgili çalışmalar, vergi uyumu üzerine etkisini sürekli ve kesin bir biçimde kanıtlamasa da, algılanan adaletin vergiye gönüllü uyumu güçlendirdiği bilinmektedir. Adaletin algılanması, mevcut sistemin içerisinde güvenle yakından ilişkilidir çünkü adil vergi politikaları güvenin oluşturulması ve devam ettirilmesine katkıda bulunur. Cezalandırıcı adalet, güç boyutuyla bağlantılı olup, hatalı olanları tespit etmeye ve onlara ceza uygulamaya yöneliktir. Ancak aşırı güç kullanımı gereksiz görüldüğünde bu durum güven hissini azaltabilir (Kirchler v.d., 2008: 219). Mali kuralların geliştirilmesi sürecine daha fazla bireyin katılması, adalet algısını yükseltmekte ve bu da yetkili otoritelere olan güveni artırarak vergi uyumunu yükseltmektedir.
2.11. Vergi Karşıtı Davranışlar ve Uyum
Vergi mükelleflerinin olumlu davranışları, genellikle daha az uyumsuzluk gösterirken, olumsuz davranışlar vergi kaçırma eğilimini destekleyebilir. İş dünyasının vergiye karşı tutumlarını değerlendiren bir ankette, katılımcıların yarısı iş adamlarının hile yaparak vergi kaçırmalarını onaylarken, sadece bir üçte biri onları vergi kaçakçısı ve hırsız olarak tanımlamıştır (Kirchler vd., 2008).
SONUÇ
Bu çalışma, vergi uyumu üzerine çeşitli teorik ve pratik perspektifleri incelemiş ve vergi uyumunu etkileyen bir dizi faktörü analiz etmiştir. Vergi uyumu, yalnızca ekonomik bir gereklilik değil, aynı zamanda sosyal bir sorumluluk olarak görülmektedir. Vergi mükelleflerinin uyum davranışları, vergi oranları, ceza politikaları, kamu hizmetlerinin algılanan kalitesi ve vergi bilgisinin yanı sıra sosyal-psikolojik faktörler tarafından da şekillendirilmektedir.
Araştırmada, vergi uyumunun artırılması için etkili yöntemlerin başında gelen, adalet algısının ve vergi bilgisinin uyumu önemli ölçüde etkilediği tespit edilmiştir. Adil bir vergi sistemi ve şeffaf politikalar, mükelleflerin devlete olan güvenini artırarak vergiye gönüllü uyumu teşvik etmektedir. Özellikle, mükelleflerin vergi sistemine ve kamu harcamalarının yönetimine olan güveni, vergi uyumunu pozitif yönde etkilemektedir.
Vergi denetimleri ve cezai yaptırımların sıkı uygulanması, vergi kaçakçılığına karşı caydırıcılık sağlamakta ve vergi uyumunu desteklemektedir. Ancak, bu faktörlerin yanı sıra, mükelleflerin vergi ahlakı ve kamu harcamalarının etkin kullanımı algısı gibi daha geniş sosyal faktörler de vergi uyumu üzerinde belirleyici olmaktadır. Mükellefler, ödedikleri vergilerin kamu yararına etkin bir şekilde kullanıldığını gördüklerinde, vergi ödeme konusunda daha istekli olmaktadırlar.
Sonuç olarak, vergi uyumu sadece zorlayıcı faktörlerle değil, aynı zamanda mükelleflerin etik değerleri, sosyal normlar ve genel adalet algısı ile de yakından ilişkilidir. Vergi politikalarının geliştirilmesinde bu çok boyutlu faktörlerin dikkate alınması, hem teorik hem de uygulamalı vergi araştırmaları için önemli bir perspektif sunmaktadır. Bu çalışma, vergi uyumu konusundaki mevcut literatürü zenginleştirerek, politika yapıcıların vergi sistemlerini daha etkin bir şekilde tasarlamalarına yardımcı olacak bilgiler sağlamaktadır. Bu bilgiler, vergi uyumunu artırma ve kamu hizmetlerinin finansmanında mükelleflerin katılımını teşvik etme potansiyeline sahiptir.
KAYNAKÇA
Batırel, Ö. F. (1996). Vergi Kaçakçılığı ve Vergiye Gönüllü Uyum. Vergi Dünyası, 175, 52-55.
Benk, T. ve Budak T. (2015). Vergi Uyumunda Paradigma Dönüşümü: Neo-Klasik Perspektiften Bütüncül Yaklaşıma Geçiş. Prof. Dr. Metin Taş’a Armağan: Gazi Kitabevi, 165-184.
Çelikkaya, A. ve Gürbüz H. (2006). Mükelleflerin Vergiye Gönüllü Uyumunu Etkileyen Faktörlerin Analizi: Bir Alan Çalışması. İktisat İşletme Finans İnceleme-Araştırma, 21 (247), 122- 139.
Çoban, H. ve Deyneli F. (2013). Vergi Ahlakı ve Sosyal Sermaye. Finans-Politik ve Ekonomik Yorumlar, 50(584), 109-118
Demir, İ. C. (2013). Türkiye’de Vergi Yükü (Objektif ve Subjektif Yönleriyle), Dora Yayıncılık, Afyonkarahisar.
Doğan, G. (2021). Türkiye’de Gönüllü Vergi Uyumunu Etkileyen Faktörler. Yüksek Lisans Tezi, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü, Aydın.
Gökbunar, R. ve Gökbunar, A. (2007). Mükellef Davranışları, Vergi Etiği ve Vergi Uyumu. Vergi Dünyası, 26 (311), 91-100.
Güvel, E. A. ve Ata, A. Y. (2009). Yolsuzluk Olgusunun Ortaya Çıkmasında Asimetrik Bilginin Rolü: Teorik Bir Bakış Açısı. Sosyoekonomi, 9(9), 168-189.
Kirchler E. ve Hoelzl E. ve Wahl I. (2008). Enforced Versus Voluntary Tax Compliance: The ‘‘Slippery Slope’’ Framework. Journal of Economic Psychology, 29, 210-225,
Kirchler E. ve Wahl I. (2010). Tax Compliance Inventory TAX-I: Designing An Inventory For Surveys of Tax Compliance. Journal of Economic Psycholog, 31, 331-346.
Kitapcı, İ. (2014). Vergi Etiği-Vergi Psikolojisi. Seçkin Kitabevi, Ankara.
Mikesell, J. L. ve Birskyte, L. (2007). The Tax Compliance Puzzle: Evidence from Theory and Practice. International Journal of Public Administration, 30, 1045-1081.
Pınar, A. (2000). Vergilemenin Siyasal İktisadı: Literatüre Bir Bakış. Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 55(2), 97-111.
Torgler, B. (2002). Speaking to Theorists and Searching for Facts: Tax Morale and Tax Compliance in Experiments. Journal of Economic Survey, 16 (5), 657-684.
Yurdadoğ, V., Gökbunar, R. ve Tunçay, B. (2016). Vergi Uyumunu Belirleyen Faktörlere Genel Bir Bakış. Yönetim ve Ekonomi Dergisi, 23(3), 805-816.