Vergi ve geometri kavramları arasında nasıl bir birliktelik olur? Geometri düşüncenin temeli ise vergilendirme geometrinin temelini nasıl oluşturdu. Bu yazımızda bu ilişkiyi ortaya koyup yeni sonuçlara varmayı deneyeceğiz.
Tarihte ilk kez Heredot un konuya ilişkin anlatı ve tespitlerine geçmeden verginin tarihi evrimi insan ve toplum ilişkilerini nasıl belirlediği, şekillendirdiği üzerinde kısaca durmakta fayda görüyoruz.
Şerafettin Aksoy (1994:173) eserinde “Vergi mutlak olmayıp tarihi bir hadisedir” alıntısı ile vergi tarihini anlatmaya başlamıştır[1]
Vergi, ilk insanla birlikte kadim tarihler boyunca insan toplum devlet ilişkilerinde her zaman başat rol oynamıştır. Günümüzde de Vergi Tarihi ve Mali Sosyoloji gibi bir bilim dallarının ana konusu olarak yerini almıştır. Vergi mutlak olmayıp tarihi bir hadisedir.
Bugün bilim insanlarının üzerinde hem fikir olduğu kabullerden biri, uygarlığın yazı ile başlamasıdır. Yazı ise vergi ve hesap ihtiyacının bir zorunlu sonucudur.
Yazılı tarihin ilk kayıtlarında vergi, topluluk, toplum, ekonomi ilişkilerinde öyle başat rol oynuyor ki, yazının icadının en önemli ihtiyaç ve nedenlerinden biri haline geliyor.
Tam anlamı ile ilkyazının ortaya çıkışında Sümer Çivi Yazı’sı kast edilmektedir. Sümerlerde yazının icadının temellinde ekonomik nedenler yer alır. Bu ilk yazılı belgelerden anlaşılmaktadır (Çığ,2014:119). Bu ilk yazılı belgelerde yer alan en temel konu ise vergidir. Sümer kentlerinde yaşayan halk topraktan elde ettiği ürünleri, yetiştirdiği hayvanları ve avladığı avları mabede teslim etmek zorundaydı. Mabette görevli memurlar bu yiyecek ve diğer ürünlerin toplanmasını sağlamakta ve kayıt altına almaktaydı (Memiş, 2002:54). [2]
Diamond (2004:301) eserinde yer verdiği “…Eski Sümer kralları ve rahipler, yazının uzman yazıcılar tarafından vergi borcu olarak koyunların kayıtlarının tutulması için istiyordu, yoksa kitlelerin şiirler yazmasını, kumpaslar kurmasını değil…” çıkarsaması vergi tarihinin başlangıcı ve bugünü için oldukça önemlidir. Bu yaklaşım vergi, yazı ve iktidar sarmalında tarihsel yaklaşımı doğrudan adres göstermektedir. [3]
Yazının vergi ile ilgisi net bir şekilde tüm yazında yer bulmuştur. Konu hakkında Lévi-Strauss (2014)’un eserinde yer verdiği görüş oldukça önemlidir. “M.Ö. 3400’e doğru Mezopotamya’nın güneyinde ortaya çıkan yazı, bin yıl boyunca sadece mal stoklarını, vergi girişlerini, toprak kiralama sözleşmelerini, bağış listelerini kayda geçirmeye yaramıştır” (Lévi-Strauss,2014:45). [4]
Bu bağlamda Braudel’in (1995:42) “Uygarlıklar Ekonomilerdir” çıkarsaması önemlidir. Vergi gerek kavram gerek sosyolojik açıdan tüm değişkenlerin hem ortasında hem rol almış hem de rol verilmiştir.
Yine tarihin ilk yazılı metninde, ki Hamburabi Kanun levhaların dan tarihsel olarak daha erken döneme rastlaması bakımından ilktir.Uygarlık yazı ile başlarken, tarihin ilk yazılı belgesi de Vergi Affı ile başlıyor;
“Kanallar, surlar, mabetler, yaptırdım. Mabetlerimizde tanrı mallarını rahiplerin kötüye kullandıklarını gördüm. Tanrı nın mallarını korumak ve istismarını önlemek için yönetimi elime aldım. Rahipler gömme hizmetleri bahanesiyle halktan kat kat para alıyorlardı. Fakat tanrı Nigırsu, Lağaş krallığını bana verince, beni 36.000 adam arasından seçip kral yapınca, eski günlerinin tanrı yasalarını yeniden uygulamaya koydum. Borçlarını ve Vergilerini ödeyemeyen Lağaş oğulları için af çıkardım. Mabetlerdeki mülklerden vergiyi kaldırdım. Kral adamlarının bundan böyle halkın mallarını zorla değil, gönüllü ve değeri karşılığında almalarını emrettim.[5] Kral URUKAGİNA
Bu metin İnsanlık tarihinin ilk yazılı kanun metni olarak bilinmektedir. M.Ö 2145-2400 dolaylarında yaşamış olan Sümer Kent Devleti Lağaş Kralı URUKAGİNA tarafından yazdırılmış kitabedir. [6]
Vergi tarih içerisinde insan toplum uygarlık ilişkisi içerisinde rol oynarken beraberinde diğer bazı tarihi saptamaları da yapmak gerekiyor. Bu rol ve ilişkiyi bir geometri açısından ele almak için yine tarihin derinliklerinde ip uçları arıyoruz.
Uygarlığın ortaya çıkışımın temelinde geometri de, kadim mısırda vergilendirme çabalarının bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Temelinde de ilk çağ düşüncesi yer almaktadır. İnsan geometriyi ve düşünceyi nasıl keşfetti. Tarih buna ışık tutuyor. Geometrinin ilk evresi vergiler sayesinde atıldı. Vergilendirme geometrinin gelişimini zorunlu kılan belki de ilk etmendi. Şöyle ki;
Heredot yazılı tarihte ilk kez” ….vergiler…….bana öyle gelir ki, sonradan Yunanistan’a da geçmiş olan geometrinin kökeni budur. “ diyecektr.Ve şu şekilde yazar;
“109. Mısır’da bu kadar çok kanal bulunmasının nedeni budur. – Gene rahipler bana dediler ki, bu kral bütün toprakları Mısırlılar arasında bölüştürmüş, herkesin payına aynı ölçüde toprak düşmüştür; her toprak sahibi yılda bir ve belli zamanda kira gibi bir şey ödüyor, kral da kend- isine bu yoldan bir gelir sağlamış oluyordu. Irmak bunlardan birinin toprağını yerse, o adam gidip krala durumu anlatıyor, bunun üzerine Sesostris adamlarını gönderip toprağı ölçtürüyor, ne kadarının eksildiği saptanıyor ve köylü vergisini o ölçüde eksik ödüyordu; bana öyle gelir ki, sonradan Yunanistan’a da geçmiş olan geometrinin kökeni budur”[7]
Heredot burada kadim mısırdan bahseder. Hemen hemen bütün tarihçilerin ortak kanatide metin de bahsettiği firavun III Sesostris dir.
“Sesostris III: 12. sülaleye mensup Mısır firavunu. MÖ 19. yüzyılın ortalarında hüküm sürmüştür.
Mısır tarihinin güçlü firavunlarından biridir. Mısır’ın Nübye’deki egemenliğini pekiştirmiş, Filistin yönündeki ticaret rotalarının güvenliğini sağlamıştır. Gücü artan taşra soylularına karşı merkezi yönetimi güçlendirecek idari düzenlemeler yapmıştır. Heredotos’un Sesostris başlığında anlattıkları kısmen Sesostris III’ün kısmen de aynı adı taşıyan atalarının başarılarıdır
Manetho‘nun Aegyptiaca (Mısır Tarihi) adlı eserinde Sesostris’in Mısır’ın on ikinci hanedanı olarak bilinen Firavun III. Senusret ile aynı pozisyonda olduğu yazmaktadır.” [8]
O tarihlerde “firavun bütün topraklara sahip olsa da gerçekte tapınaklar ve bireyler bile mülk sahibi idiler. Devlet sel sularının o yılki yüksekliğine ve taşkına uğrayacak arazi parçasının yüzölçümüne gore toprak vergilerini belirliyordu. Ödemeyenler oracıkta polisler tarafından boyun eğene kadar dövülebiliyordu. Borç almak mümkündü ve faizler de o kadar yüksek değildi:yılda sadece yüzde 100. Büyük rakamlar olduğundan Mısırlılar dolambaçlı yollardan da olsa karenin , dikdörtgenin ve ikizkenar yamuğun alanine hesaplamak için oldukça güvenilir yöntemler geliştirdiler. Dairenin alanine bulmak için onu,kenarları çapının dokuzda sekizine eşit olan bir kareymiş gibi düşünmüşler ve değerleri ona yakınlaştırarak hesap yapmışlardır. Böylece pi ye 256781 ya da 3,16 değerini vermiş oluyorlardı; hesapları sadece yüzde 0,6 bir yanılma payı içeriyordu.” Tarih kayıtlarında vergi mükelleflerinin eşitsizlikten yakınıp yakınmadıklarına dair bir bilgiye rastlanmamaktadır[9]
Geometrinin temelinde de tarihsel kayıtlardan görüldüğü üzere verginin olduğunu görüyoruz. Geometri yi düşünce tarihinde önemli yapan nedir.? Kısaca bunun üzerinde durmamız gerekiyor.
Bilindiği üzere insan, düşünce ve uygarlık evriminde ilk önce geometri yi keşfetmiştir. Geometri doğal düzeni ve kozmos un birliğini anlatır. Geometri bilinmeden düşünme eylemi gerçekleşemez. Nitekim Platonun Academiasının girişinde “Geometri Bilmeyen Giremez” yazıyordu. Ve geometri bu academilerden evrilecek ilk tutarlı çalışmasını Öklid te bulacaktı. Oklid in Elementler Kitabı n da temel düşünmenin yöntemleri ortaya konulur.
Geometri matematiğin mantığa ilişkin ilk uygulaması olarak Öklid geometrisinden önce, antik yunan da geometri ve matematiğin felsefi düşüncesi ilk felsefeci Thales (M.Ö 624-545) le birlikte yerini alacak, yüzyıllar boyunca tartışılmaya geliştirilmeye başlanacaktır. Heredot un ilk tarih kaydıyla ifade ettiği üzere yunana geometri mısır yoluyla girecektir. Kendi anlamından çok tarihi düşün ayrıntıları bir yana, herşeyin sayılardan oluştuğunu düşünen Pisigoras (570-495) tan sonra takipçileri tam sayıları belli geometrik örüntüler oluşturacak şekilde dizilmiş çakıltaşları veya noktalar olarak hayal edeceklerdir. [10]Sayılar ve geometri Platon a (M.Ö 427-347) gelindiğinde önemini koruyacaktır. Platonun Atina Academia sına “Geometri Bilmeyenler Giremeyecek” ve bu akademide Platon un öğrencileri matematik, astronomi ve felsefe okuyacaklardır. Aristoteles (M.Ö 384-322) dahil bu akademide öğrenim görecek Öklid (M.Ö 330-275) te bu akademiden mezun olacaktır.[11]Hayat hikayesi çok ayrıntıları ile bilinmemekle birlikte Öklid İskenderiye ye geçecek ve orada gelecek 2500 yılın en önemli kitabını yazacaktır. Felsefi düşüncenin hatta uygarlığın temeli Aristonun geliştirdiği mantıkla geliştirilen geometri olacaktır. Öklid in geometri kitabı matematiğin mantığa uygulanmış başeserdir
Öklid’in her önermeyi daha önceki önermelerden çıkarma yöntemi, kendisine atfedilen “geometrinin babası” sözünü de haklı kılar. Kitapta yer alan aksiyomlara, teoremlere ve ispatlara dayanan sentez yöntemlerinin Batı düşüncesi üzerindeki etkisinin Kitabı Mukaddes‘ten sonra ikinci sırada yer aldığı söylenir. Russell, Öğeler‘in bugüne kadar yazılmış en büyük kitap olduğunu ileri sürer. Einstein ise “Gençliğinde bu kitabın büyüsüne kapılmamış bir kimse, kuramsal bilimde önemli bir atılım yapabileceği hayaline kapılmasın” der.[12]
Bu şaheser bugün kü bilim paradiğmasını doğuna öncülük etmiştir. Günümüz medeniyetinin an fazla okunan ve çalışılan bu eserin devamı n da Dekart gelecek kartezyen felsefe ile birlikte modern çağın düşün ve bilimsel yönteminin önünü açacaktır.
Bu kısa açıklamalardan şunu anlıyoruz. Tarihsel olarak ilk uygarlıklarda vergilendirme çabası insan toplum ilişkisi düşünmenin merkezi geometri in icadında önemli bir başat rol oynamıştır. Vergilendirmenin geometrisi düşüncenin önünü açmıştır.
Yukarıda kısa Vergilendirebilme mantığının alt yapısında geometri olduğunu gördük. Düşünce olmadan beşeri bir üretimden bahsedemeyeceğimize göre , düşünmenin temeli mantık ve geometri bilinmeden Vergi ve Vergilendirme bilinebilir mi ? Şüphesiz ki hayır. Eğitilmiş bilincin ve düşüncenin merkezinde mantık ve geometri vardır. Her iki düşünme disiplini bilinmeden, bilimsel üretim gerçekleştirilemez. O yüzden vergilendirmenin anlamanı kavramak ,vergi teorisi ve pratiğini düşünebilmenin, bilim yapabilmenin yoluda mantık ve geometridir. Sonuç olarak Mantık ve Geometri yi bilmeyen Vergi ve Vergilendirmeyi bilemez önermemiz ile bitirelim.
Bir başka yazı konumuz olmasına rağmen hatırlatmakta fayda görüyorum. Mustafa Kemal ATATÜRK ün Modern Cumhuriyetin kuruluşunda Geometri ye ilgisini ve yayınlarını şimdi daha iyi anlıyoruz.
[1] İBRAHİM ÖZMEN, Tari̇Hsel Olarak Vergi̇ Geli̇Rleri̇Ni̇N Beli̇Rleyi̇Ci̇Leri̇ Ve Bric-T Üzeri̇Ne Ekonometri̇K Bi̇R Anali̇Z T.C.Necmetti̇N Erbakan Üni̇Versi̇Tesi̇ Sosyal Bi̇Li̇Mler Ensti̇Tüsü İKti̇Sat Anabi̇Li̇M Dali İKti̇Sat Programi Doktora Tezi̇ Konya-2016 sh. 6
[2] A.g.e, s.22
[3] A.ge.e, s.24
[4] a.g.e.s,23
[5] Adalet Devleti, Ortak İyinin İktidarı, R.İhsan ELİAÇIK, 2011 SH.42,43
[6] www.alinarcin.com-Berfin bahar Dergisinde yayınlanmıştır.
[7] Heredot Tarihi, Cev.Müntekim ÖKMEN, Remzi Kitabevi Yayınları, ISTANBUL.1973,sh.175
[8] https://tr.wikipedia.org/wiki/Herodot
[9] Öklid’in Penceresi. Leonard MİLODİNOW,Çev. Sibel ERALTAN,Say yayınları,İstanbul,2018,2.baskı,Sh:19-20
[10] Öklid’in Penceresi. Leonard MİLODİNOW,Çev. Sibel ERALTAN,Say yayınları,İstanbul,2018,2.baskı,Sh:32
[11] A dan Z ye FELSEFE. Naomi Zack,Çev.Şükrü AlPAGUT, Say Yayınları,İstanbul,2019,Sh.
[12] https://tr.wikipedia.org/wiki/Herodot