Ancak bunca tartışmaya rağmen 3 aya yakın bir süredir yürürlükte olan yeni uygulama, bazı yasal ve mevzuat eksikliklerinden doğan sıkıntıları hala aşabilmiş değil. Böyle olunca da “Asgari Geçim İndirimi” mevzuat olarak tam anlamıyla uygulamaya sokulamadı ve istenen sonuçların alınması buna paralel olarak gecikti. Yasanın özellikle 5084 sayılı kanun kapsamasındaki ( teşvik kapsamlı) illerde esas ve usulleri düzenlenmemiş olması, ya da daha doğru bir deyişle bu illeri kapsayan boyutunun unutulması sıkıntının başlıca unsurunu oluşturuyor.
Bilindiği üzere 5615 sayılı kanun ile Gelir Vergisi Kanunu’nun “Ücretlilerde Vergi İndirimi” başlıklı Mükerrer 121. maddesi kaldırılmış, bunun yerine (ücretlilerin hak kaybına uğramaması yönünden) geçecek uygulama ise yine aynı Kanun ile GVK’n un 32. maddesinde “Asgari Geçim İndirimi” olarak mevzuatımızda yerini almıştır.
Uygulamaya yönelik usul ve esaslara ilişkin düzenleme yetkisi Maliye Bakanlığı’na bırakılmıştır. Daha sonra bu yetkiye dayanılarak 265 seri nolu GVK Genel Tebliği çıkarılarak usul ve esaslar belirlenmiştir.
Öte yandan 5084 Sayılı Kanunla yürürlüğe konan ve daha sonra 5350 ve 5615 sayılı Kanunlarla değişiklikler yapılan 3. maddesiyle aynı Kanunda konan şartları taşıyan mükelleflere Gelir Vergisi Stopajı teşviki getirilmiştir. Bu teşvikten yararlanan işyerlerinde çalışanların Ücretleri üzerinden hesaplanan gelir vergisi; organize sanayi veya endüstri bölgelerinde kurulu iş yerleri için tamamı, diğer yerlerdeki iş yerleri için yüzde sekseni, verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden terkin edilir. 49 ili kapsamına alan 5084 sayılı Kanun kapsamındaki illerdeki gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerin az on işçi çalıştırmaları koşuluyla çalıştırdıkları işçilerin asgari ücrete isabet eden miktardaki gelir vergilerinin tamamını veya önemli bir kısmını ödememektedir. Yine aynı kanunun 4. maddesi ile Sigorta primi işveren hissesi teşviki uygulamaya konulmuştur
Yeni uygulamada, ilgili 5084 sayılı kanun kapsamasındaki illerde uygulamanın esas ve usulleri düzenlenmemiştir. Hâlihazırda uygulamaya ilişkin herhangi bir düzenleme de yapılmamıştır. Gerçi şimdiye kadarki bazı yazı ve tartışmalarda asgari geçim indiriminin ilgili teşvik kapsamındaki illerde çalışan işçiler açısından yararlanılamayacağına ilişkin yorumlar varsa da bu yorumlara katılmak mümkün değildir. Öte yandan asgari geçim indirimine ilişkin düzenlemenin bu illerde bu şekilde uygulamaya bırakılması halinde işverene 5084 sayılı kanunla verilen teşvikler geri alınmış olmaktadır.
Buna göre Asgari Geçim İndirimi nedeniyle işçi maliyetinde ortaya çıkabilecek fark işveren açısından olumsuz sonuçlara yol açacaktır. Çünkü mükelleflerin ödemesi gereken verginin yüzde 100’ünün ya da yüzde 80’inin terkin edilerek ödenmemesi için belirli bir miktar vergi borcunun oluşması gerekmektedir. Diğer bir deyişle ödenecek verginin olmaması halinde teşvikten de yararlanmak imkânı da ortadan kalkacaktır. Asgari geçim indirimi ödemeleri işverenden çıkacak yani bir nevi teşvik öncesi duruma dönülecektir. Yeni uygulama ile asgari ücretin belirli bir düzeyinin vergi dışı kalması, 5084 sayılı Kanun’daki gelir vergisi teşvikinde yatırımcılara getirilen avantajların geri alınması gibi garip bir sonuç doğuracak ve işveren üzerindeki işçi maliyetinde ek yükler gelecektir. Hukuk karşısında verilmiş hakların yeni düzenleme ile kaldırılamayacağı da ayrı bir konudur.
Diğer yandan vergi indirimi uygulaması ile ilgili açıklama ve düzenlemelerin yer aldığı 255 seri nolu gelir vergisi genel tebliğinin 8.2 bölümünün 4. fıkrası ile mahsup ve vergi indirimi düzenlemeleri asgari geçim indirimi uygulaması bakımından işletilemeyecektir. Böyle bir düzenleme vergi mevzuatımızda mevcut değildir.
Bu belirsizliklerin yanına, bütün bunlar yetmiyormuş gibi geçen hafta içerisinde Danıştay 10. uncu Dairesinden enerji desteğine ve işveren hissesi teşvikine şekil yönünden yürütmeyi durdurma kararı da geldi. Henüz karar metni 49 ile ulaşmasa da tam bir belirsizlik ve kaygı bu illerde ki yatırımcılara ve çalışanlara hakim olmuş durumdadır.
Şu anda da birçok teşvik kapsamlı illerde asgari geçim indirimi ödemeleri yapılamamakta, bir an önce ikinci ödemelerin gündeme geldiği şu günlerde hala uygulama ile ilgili düzenlemeler beklenmektedir. Hatta bırakın beklemeyi, çalışanlar maliye idaresininin kapısını aşındırır hale gelmişlerdir. Düzenlemenin bir an önce çözüme ulaştırılmaması tarafları karşı karşıya getirmektedir. Uygulayıcılar çözüm geliştirememektedirler.
Sözün kısası yatırımcılar, işletmeler, çalışanlar ve uygulayıcılar bu hususta acil bir çözüm beklenmektedirler.