VERGİ NİN TARİHİ HUKUKSAL METİNLERİ -1-
Vergi tarihi ilk komünal toplumla başlar. Avcı toplayıcı
insan komün yaşamında ilk zorunlu ödemeleri ni toplumun temsil eden güce erk e yiyeceklerinden ayırarak ve veya
bedeni olarak hizmetle öder. Metin
olarak günümüze ulaşmamıştır. Menkıbe ve hikaye edilse de bu söylenceler metin
olarak ifade bulmamıştır. İlk yazılı metin tabletlerde vergi ye ilişkin
notların bulunduğunu görüyoruz. Bunlar günümüze Asur ve Hitit Tabletlerin de
ulaşmıştır. Yazılı hukuksal metin dediğimiz de bazı hukuk metinlerinde vergi ye
ilişkin hükümlere de yer verilmiştir. Bu açıdan hukuk metinleri arasında ilk metin Hammurabi Yasaları olarak
karşımıza çıkıyor. Tarihsel açıdan Mağna
Carta gibi metinlerde vergi tarihinin asli metinleri olarak günümüze
ulaşmıştır.
Hukukta kabul edilen ilk yasa metni olarak Hammurabi
Yasaları nı bir şekilde Vergi Tarihi Hukusal Metni olarak ta vermek yanlış
olmayacaktır.[1]
Hammurabi Yasaları
Günümüze plasmas en eksiksiz ve
kusursuz Babil yasa derlemesi. I. Babil hanedanının altıncı hükümdarı Hamurabi
döneminin (ÎÖ 179250) sonlarında, onun verdiği yargısal kararların bir araya
getirilmesiyle hazırlanmış ve Babil'in koruyucu tanrısı Marduk'un büyük
tapınağı Esagila'da dikilen diyorit bir stel üstüne yazılmıştır. Toplam 282
davayla ilgili kararlardan oluşan Hammurabi Yasaları ekonomik koşullara
(fiyatlar, gümrük tarifeleri, iş yaşamı, ticaret), aile hukukuna (evlilik ve
boşanma), ceza hukukuna (tecavüz, hırsızlık) ve medeni hukuka (kölelik, borç)
ilişkin hükümler içerir. Yasalarda öngörülen cezalar suçu işleyen kişinin
konumuna ve suçun işlendiği ortama bağlı olarak değişmektedir.
Hammurabi Yasaları'nın
içeriğine ilişkin en önemli kaynak Fransız Doğubilimci JeanVincent Scheil
tarafından 1901'de Susa'da bulunan ve günümüzde Louvre Müzesi'nde korunan
steldir.
…Tanrıları överek başlayan
kanunname, onları daha fazla dikkate almaz ve hayret uyandıracak kadar
sekülerdir. En gelişmiş yasaları en vahşi cezalarla harmanlar, ilkel bir göze
göz, dişe diş ve işkenceyle yargılama usulünü dikkatle işlenmiş dava
usulleriyle bir arada yürütürken, evlilik içi zorbalığı asgariye indirmek için
gayret gösterir. Toplam 285 yasa, bilimsel denebilecek bir düzenle, özel
mülk,Ticaret ve İş,Aile,Hasar ve işci başlıkları altında bin yıl sonrasının
Asurlularından ve pek çok bakımdan modern Avrupa devletlerinkinden daha
gelişmiş ve medeni bir hukuk sistemi oluştururlar.
Yasalar:
Araştırmalarımızda
Yasaların Türkçe ye kazandırılmış şekli bir metin hali ile bulunmamakla birlikte
kaynağını tespit edemediğimiz haliyle en anlaşılır şekli aşağıda verilmektedir.
ü Eğer
bir adam, bir adamı suçlayıp ona cinayet suçu atar (onu cinayetle suçlar) ve
bunu ispat edemezse, suçlayan kimse öldürülecektir.
ü Eğer
bir adam, bir adam hakkında (onun) büyü (yaptığını) iddia ederse ve onu ispat
etmezse (edemezse); üzerine büyücülük iftirası atılan adam, nehre gidecek
(nehre atılacaktır).
ü Eğer
nehir onu çekerse (zaptederse) iftira eden onun evini (mülkünü) alacak (sahiplenecektir).
Eğer o adamı nehir temize çıkarırsa ve selamete çıkarsa ona iftira eden adam
öldürülecektir. Nehrin selamete çıkarttığı (adam) iftiracının malına mülküne
sahip olacaktır.
ü Eğer
bir adam, bir davada yalancı şahitliğe (yalancı şahid olarak) çıkıp söylediği
sözleri ispat edemezse ve eğer bu dava can davası ise (canla ilgili dava ise),
o adam öldürülecektir.
ü Arpa
veya gümüşün (paranın) konu olduğu bir şahitliğe çıkarsa, o davanın cezasını
çekecektir.
ü Eğer
bir yargıç, bir dava hükmetmiş, karar kesip bir belge düzenlemişse ve sonra
kararını değiştirirse, o yargıcın verdiği kararda değişiklik yaptığını tespit
ederlerse ve bu davada şikayet varsa ( verilen hükmün) 12 katını verecektir
(ödeyecektir). Meclisteki yargıçlık kürsüsünden kaldırtılacak ( atılacak,
oraya) dönmeyecek ve mahkemede yargıçların arasına oturtulmayacaktır.
ü Eğer
bir adam ister gümüş, ister altın, ister erkek, ister kadın köle, ister öküz,
ister koyun, ister eşek veya herhangi bir şeyi bir (hür) adamın oğlunun veya
kölesinin elinden, şahitsiz veya senetsiz satın alır veya onu saklamak için
alırsa, o adam hırsızdır, öldürülecektir.
ü Eğer
bir adam, sığır, koyun, eşek, domuz veya bir gemi çalarsa ve bunlar tanrıya
veya saraya aitseler (çaldığının) 30 katını verecektir; muşkenum’a aitse 10
katını ödeyecektir. Eğer çalanın verecek hiçbir şeyi yoksa öldürülecektir.
ü Eğer,
eşyası kaybolan bir adam, kaybolan eşyasını bir adamın elinde yakalarsa,
kaybolan eşya elinde yakalanan kimse ‘ bana bunu bir satıcı verdi, şahidler
önünde saın aldım’ derse, eşyası çalınan adam (da) ‘kaybolduğunu bilen şahit
getireyim’ derse, satın alan ona satanı ve önlerinde satın aldığı şahitleri
getirirse, yargıçlar sözlerini inceler; önlerinde satış olan şahidler ile
çalındığını bilen şahidler, bildiklerini tanrı önünde söyleyeceklerdir. Satan
hırsızdır, öldürülecektir. Çalınmış eşyanın sahibi ise, çalınmış malını
alacaktır. Satın alan, satanın mal ve mülkünden verdiği gümüşü alacaktır.
ü Eğer
satın alan kimse, ona vereni ve önünde satış yaptığı şahitleri getiremezse,
çalınmış eşyanın sahibi ise kaybolduğunu bilen şahitler getirirse satın alan
hırsızdır, öldürülecektir. Kaybolmuş eşyanın sahibi, kaybolmuş eşyasını
alacaktır.
ü Eğer,
kaybolmuş eşyanın eşyanın sahibi, kaybolan (eşyayı) bilen şahitler getirmezse,
o bir yalancıdır, iftira etmiştir, öldürülecektir.
ü Eğer,
satan kimse kaderine gittiyse (öldüyse) satın alan, satanın mal ve mülkünden, o
davanın kestiği hükmün 5 katını iddia edip alacaktır.
ü Eğer
o adamın şahidleri yanında değillerse, yargıçlar ona 6 ay kadar bir süre
tanıyacaklardır. Eğer 6 ay içinde şahitleri çıkaramazsa o adam yalancıdır. O
davanın cezasını yüklenecektir.
ü Eğer
bir adam, bir başka adamın küçük oğlunu çalarsa öldürülecektir.
ü Eğer
bir adam, saraya veya muşkenum’a ait kaybolmuş bir erkek veya kadın köleyi
evinde saklarsa ve tellalın çağrısı üzerine onu (ortaya) çıkartmazsa o evin
sahibi öldürülecektir.
ü Eğer
bir adam, kayıp bir erkek veya kadın köleyi kırda (açıkta) yakalayıp sahibine
getirirse, kölenin sahibi ona 2 şekel gümüş verecektir.
ü Eğer
o köle sahibini söylemezse, onu (yakalayan) saraya götürülecektir. Durumu
araştırılacak ve sahibine onu geri verecektir.
ü Eğer,
o köleyi evinde alakorsa, sonra köle elinde yakalanırsa, o adam öldürülecektir.
ü Eğer
köle, onu yakalayanın elinden kaçarsa, o adam köle sahibine tanrı yemini edecek
ve serbest kalacaktır.
ü Eğer
bir adam bir ev delerse, deliğin önünde onu öldürülecekler ve onu asacaklardır.
ü Eğer
bir adam hırsızlık yapar ve yakalanırsa o adam öldürülecektir.
ü Eğer
hırsız yakalanmazsa malı çalınan adam, nesi çalındıysa tanrı önünde
açıklayacak, topraklarında ve bölgelerinde hırsızlık olan şehir ve onun ileri
gelenlerine çalındıysa kendisine ödeyeceklerdir.
ü Eğer
bir can (konu) ise, şehir ve ileri gelenleri onun (yakınlarına) bir MANA (
yaklaşık yarım kiloluk ağırlık birimi) gümüş tartacaklardır.
ü Eğer
bir adamın evinde ateş (yangın) üflenirse (çıkarsa), ateşi söndürmeye gelen
adam ev sahibinin eşyasına göz kaldırırsa ( göz korsa) ve ev sahibinin malını
alırsa, o adam o ateşe atılacaktır.
Eğer kralın seferine gitmesi emredilen bir asker,
veya bir balıkçı (emredilen sefere) gitmezse ve bir bedel kiralayıp yerine
yollarsa o asker veya o balıkçı öldürülecektir. Onun yerine kiralanan ( bedel)
onun malını mülkünü yüklenecektir ( alacaktır).
ü Eğer,
timar hizmetinde iken kaçırılan bir asker veya balıkçının oğlu timar’ı
yürütebilecek kudrette ise tarla ve bahçe kendisine verilip, babasının
tımarının sorumluluklarını yerine getirecektir.
ü Eğer
oğlu küçükse ve babasının timarın sorumluluğunu yüklenecek kudrette değilse,
bahçenin ve tarlanın 1/3 ü annesine verilecek, annesi onu büyütecektir.
ü Eğer
bir asker veya bir balıkçı, tarlasını ve bahçesini ve evini timar yüzünden terk
edip uzaklaşırsa, ondan sonra bir başkası tarlasına, bahçesine ve evine el
koyarsa (ve) 3 yıl timar sorumluluğunu yerine getirirse, kendisi (asker veya
balıkçı) döner, tarlasını, bahçesini ve evini (geri) isterse, ona
verilmeyecektir. El koyan ve tımarı yürüten kimse, sorumluluğunu yerine
getirecektir.
ü Eğer
bir yıl uzaklaşıp dönerse tarlası, bahçesi ve evi ona verilecektir. Kendisi
timarının sorumluluklarını yerine gerirecektir.
ü Eğer,
ister bir asker, ister bir balıkçı olsun, kral seferinde , (iken) esir
edilmişse ve bir tüccar onu çözerse (kefaretini öderse) ve şehrine
kavuşturursa, evinde çözme parası (fidye) varsa, kendisini bizzat çözer
(tüccara olan borcunu verir). Şayet evinde çözecek (bir karşılığı) yoksa
şehrinin tapınağı (tarafından) çözülür. Eğer şehrinin tapınağının çözüm
karşılığı yoksa, onu saray çözecektir. Tarlası, bahçesi ve evi çözüm karşılığı
olarak, verilmeyecektir.
ü Eğer
bir hattatum ve laputtum, çürüğe çıkarılmış bir askeri (askere) alır veya kral
seferine kiralık bir bedeli kabul edip (onu) sevkederse, o hattatum veya
laputtum öldürülecektir.
ü Eğer
bir hattatum veya bir laputtum, bir askerin eşyasını alırsa, askere haksızlık
ederse, askeri kira ile başkasına verirse, askeri (bir) davada kuvvetliyse
(büyük bir kimseye) bırakırsa, kralın ona hediyelerini (verdiklerini) ondan
alırsa, o hattatum veya laputtum öldürülecektir.
ü Eğer
bir adam, bir askerin elinden, kralın ona verdiği sığırları ve koyunları satın
alırsa, gümüşten (eli) kalkar (parasını kaybeder).
ü Bir
asker, bir balıkçı ve bir vergi yükümlüsünün tarlası, bahçesi veya evi gümüşe
(para karşılığı) verilmeyecektir (satılmayacaktır).
ü Eğer
bir adam, bir askerin, bir balıkçının veya bir vergi mükellefinin tarlasını,
bahçesini veya evini satın alırsa, tableti (sözleşmesi) kırılacaktır. Gümüşten
(ödediği parayı) kaybedecektir. Tarla, bahçe ve ev sahibine dönecektir.
ü Bir
asker, bir balıkçı veya bir vergi mükellefi, timarının (unsurlarını teşkil
eden) tarla, bahçe ve evinden (bir kısmını) karısının veya kızının üzerine
yazamaz veya borcu için veremez.
ü Satın
alma yoluyla sahip olduğu tarlasından, bahçesinden ve evinden karısına ve
kızına yazacaktır (verebilecektir) ve borcuna (karşılık) verecektir
(verebilecektir).
ü Bir
naditum, bir tüccar veya yabancı bir tımar sahibi, tarlasını, bahçesini ve
evini gümüşe (para karşılığı) verecektir (verebilecektir). Satın alan, satın
aldığı tarlanın, bahçenin veya evin tımar sorumluluğunu yerine getirecektir.
ü Eğer
bir adam, bir askerin, bir balıkçının veya bir küçük tımar sahibinin tarlasını,
bahçesini veya evini değilme suretiyle alır ve üste bir kıymet verirse (öderse)
asker, balıkçı veya küçük tımar sahibi tarlasına, bahçesine veya evine döner ve
ona verilen ilave kıymeti taşır ( muhafaza eder, geri vermez).
ü Eğer
bir adam, bir tarlayı işlemek üzere kiralarsa (fakat) tarlada arpa
yetiştirmezse ve tarlada iş yapmazsa bu ispat edilecek ve (bitişik) komşunun
(ürünü) oranında arpayı tarla sahibine verecektir.
ü Eğer
tarlayı işlemeyip gen bıraktıysa tarla sahibine, (bitişik) komşusununki gibi
arpa verecektir. Gen bıraktığı tarlada gen bozulacak, diziye (arka) ekim
yapacak, tarla sahibine iade edecektir.
ü Eğer
bir adam, gen bir tarlayı 3 yıl içinde açmak üzere kiraladıysa, (fakat) kol
atıp (tembelleşip) tarlayı açmazsa, 4.yıl tarlada gen bozacak, kesek kıracak ve
arka ekim yapacak, tarla sahibine iade edecektir. Her 18 İKU ( 2600 metrekare)
için10 GUR arpa (200 litre) sayacaktır (ölçecektir).
Eğer bir adam, tarlasını ürün almak üzere
kiracıya verirse, tarlasının ürününü alır (fakat) sonra tarlayı su basarsa veya
sel götürürse, zarar (tarlayı) işleyenindir.
ü Eğer
tarlasının kira karşılığı olan gelirini almadıysa (fakat) yarıya, yahut 1/3
hisseye tarlasını verdiyse, tarlada yetişen arpayı, tarlayı işleyen ile tarla
sahibi (belli) bir orantı içinde bölüşeceklerdir.
Eğer tarlayı işleyen adam, daha önceki yılın
emeğini almadığı için, tarlayı (tekrar) işleyeceğini söylerse, tarla sahibi
reddetmeyecektir. Tarlayı işleyen, tarlasını sürecek, hasat zamanında
anlaşmasında olduğu gibi arpayı alacaktır.
ü Eğer
bir adamın borcu varsa (fakat) tarlasını fırtına tanrısı su altında bırakırsa,
veya sel götürürse yahut susuzluktan tarlada arpa yetişmezse, o yıl arpayı
alacaklığa ödemeyecektir. Tableti ( vesikası) ıslatılacak ( silinecek) ve o yıl
için faiz vermeyecektir.
ü Eğer
bir adam, bir tüccardan gümüş alırsa, susam veya arpa için hazırlanmış olan
tarlayı tüccara (karşılık olarak) verirse, ‘tarlayı işle, yetişecek olan arpayı
veya susamı topla , al’ derse (ve) eğer (tarlayı) işleyen (kimse) tarlada arpa
veya susam yetiştirdiyse hasat zamanında, arpayı veya susamı alacak olan tarla
sahibidir. Tüccardan aldığı paraya karşılık (olarak) faizi ile birlikte tüccara
arpa verecek, (ayrıca) emeğini de ödeceyecektir.
ü Eğer
tarlayı işleyen adam, arpa ekilmiş tarlayı veya susam ekilmiş tarlayı verirse,
tarlada olan (yetişen) arpa veya susamı tarla sahibi alacak, gümüş ve faizini
tüccara iade edecektir.
ü Eğer
geri ödeyecek gümüş yoksa, tüccardan aldığı gümüşün ve faizin karşılığı kadar
susam veya arpa, kralın emrine uygun olarak tüccara ödeyecektir.
ü Eğer,
(tarlayı) işleyen tarlada arpa veya susam yetiştirmediyse (mahsul almadıysa)
sözleşmesi değişmeyecektir.
ü Eğer
bir adam, tarlasının kenar (su) bendinin kuvvetlendirilmesinde ihmal gösterip,
bendi sağlamlaştırmazsa ve bendde delik açılırsa ve (ekim yapılacak) tarlayı su
götürürse, bendinde delik açılan adam, zarar gören arpayı ödeyecektir.
ü Eğer,
arpayı ödeme kudreti yoksa, kendisini ve malını para karşılığı verecekler
(satacaklar), arpasını su götürmüş olan göllenmiş tarlanın adamları (elde
edilen gümüşü) bölüşeceklerdir.
ü Eğer
bir adam, sulamak için bir kanal açarsa (ve onun bakımında) tembellik ederse
(bu yüzden) yanındaki tarlayı su basarsa ona (komşusunun yetiştirdiği kadar)
arpayı ödeyecektir.
ü Eğer
bir adam, suyu açıp, yanınaki tarlanın işlerini su altında bırakırsa, her ( 18
İKU’dur) BUR için 10 GUR arpa ödeyecektir.
ü Eğer
bir çoban, küçük baş hayvanlarını otlatmak için tarla sahibi ile uyuşmaz ve
tarla sahibi olmadan (izinsiz olarak) hayvanlarına tarlayı otlattırırlarsa,
tarla sahibi tarlasını hasad ettiğinde tarla sahibinin izni olmadan tarlada
hayvanları otlatan çoban, (hasadın) üstüne (fazla olarak) her BUR için 20 GUR
arpa tarla sahibine verecektir.
ü Eğer
hayvanlar çayırdan çıktıktan sonra, bütün sürü şehir kapısından (gizlice)
süzülürse (yeniden çıkarsa) ve çoban hayvanları bir tarlaya salarsa, o tarlayı
hayvanlara yedirirse, tarlayı yediren çoban, tarlayı (sonradan) koruyacaktır
(bekçiliğini yapacaktır). Hasat zamanı her BUR için 60 GUR arpa tarla sahinine
ödeyecektir.
ü Eğer
bir adam bahçe sahibi olmaksızın (izinsiz olarak) adamın bahçesinden ağaç
keserse ½ MANA gümüş tartacaktır.
ü Eğer
bir adam, bir tarlayı ağaç dikmek üzere, bahçıvana verirse, bahçıvan bahçeye
(ağaç) dikerse 4 yıl bahçeyi yetiştirecek, 5.yıl bahçe sahibi ile bahçıvan bunu
eşit olarak bölüşecekler, bahçe sahibi hissesini seçip alacaktır.
ü Eğer
bahçıvan, tarlanın ağaçlanmasını tamamlamadıysa, gen bıraktıysa, gen bırakılan
yeri onun hissesi olarak ona verecektir.
ü Eğer,
ona bahçe yapmak üzere verilen tarlayı dikmediyse (o tarla) ekili bir tarla
ise, bakılmadığı , yılların tarla ürününü bahçıvan, tarla sahibine bitişik
tarla ürünü gibi (kadar) sayacaktır. Tarlanın işlemesini yapıp, tarla sahibine
geri verecektir.
ü Eğer
gen bir tarla ise, tarlanın işlerini yapacak, tarlayı tarla sahibine geri
verecek (ve ayrıca) bir BUR için 10 GUR arpa, her yıl için sayacaktır.
ü Eğer
bir adam, bahçesini tohumlamak için bahçıvana verirse, bahçıvan bahçeyi (elde)
tuttuğu sürece (kira olarak) ürünün 2/3 ünü bahçe sahibine verecek, 1/3 ünü
kendisi alacaktır.
ü Eğer
bahçıvan, bahçeyi tohumlamadıysa ve (bu yüzden) ürün azaldıysa bahçıvan, bahçe
ürününü, bitişik bahçeye göre sayacaktır (ödeyecektir).
ü Eğer bir adam, bir tüccardan gümüş (para) alırsa, tüccarı (parayı)
geri isterse ve verecek hiçbir şeyi yoksa, tohumlamadan sonra bahçesini tüccara
verip, ona ‘bahçede gümüşünün (paran) karşılığı ne kadar hurma varsa götür’
derse (ve) o tüccar razı olmazsa bahçede ne kadar hurma varsa, bahçe sahibi onu
alacaktır, Gümüş ve faizi tabletine göre tüccara ödeyecek, tarlada yetişmiş
olan fazla hurmayı da bahçe sahibi alacaktır